Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Merkez İlçe Başkanı Op. Dr. Celal Karakaş, Mart ayı Belediye Meclisinde gündeme gelen ve büyük tartışmalara yol açan olan TRUTAŞ ve Sümerbank arazilerinin imara açılım değişikliğinin ret edilmesi ile başlayan tartışmalara Vitamin Haber merkezinde yanıt verdi.
Boğaz TV ‘ nin Siyaset Arenası programı öncesinde Gazeteniz ‘Vitamin’e, Belediye meclisinin tartışmalı gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulunan CHP’ li Op. Dr. Karakaş;
“İmar planının ret oyu alması doğru…” dedi
CHP Kurmayı, Doktor Karakaş, 2018’ in Troya yılı olmasına ilişkin taleplere de farklı pencereden baktı ve;
Geçen Salı Günü Partisinin Grup Toplantısında Başbakan Binali Yıldırım'ın da destekleyeceğini açıklamasının ardından harekete geçen Kültür ve Turizm Bakanlığı’ nın 2018 yılının Troya yılı olmasını Bakan Nabi Avcı'nın Berlin Fuarında açıklayacağını söyledi.
CHP’ li Op. Dr. Karakaş "Turizmin bütün gelirleri otelcilerin değildir. Ama bütün gayretleri, kurumsal kimlikleri gereği hep otelciler yapar” sözleri ile dikkat çekti.
TARTIŞMALARA YOL AÇAN ‘İMAR’ KONUSU İÇİN;
“RED KARARI ALKIŞLANMALI…”
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Merkez ilçe Başkanı Op. Dr. Celal Karakaş, Gazeteniz ‘Vitamin’e özel açıklamaları ile tartışma yaratan İmar konusuna ilişkin adeta bombayı patlattı.
Boğaz medya’ da, Demokratik Sol Parti (DSP) Çanakkale İl Başkanı Ufuk Çankaya’nın Moderatörlüğünü yaptığı ‘Siyaset Arenası’na konuk olan CHP Kurmayı Op. Dr. Karakaş, porgram öncesi, Vitamin hamer merkezine dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
TRUTAŞ ve Sümerbank ‘ ın tartışmalara yol açan imar konularını değerlendiren CHP’ li Doktor Karakaş ‘Yaşananlara nereden baksam, vicdan süzgecinden geçiremiyorum’ sözleri ile dikkat çekti.
Cumhuriyet Halk Partisi Merkez İlçe Başkanı Op. Dr. Celal Karakaş, açıklamalarında ilk olarak 2018 Troya yılı taleplerine ilişkin önemli tespitlerde bulundu.
Çanakkale için 2018’in Troya yılı olması taleplerini değerlendirerek, herkesin Troya yılı için bir şeyler yapması gerektiğinin altını çizen CHP Kurmayı Doktor Karakaş, katıldıkları her Fuarda Antalya’nın Çanakkale’ye rakip olduğuna dikkat çekti, OCHP Mrkez ilçe Başkanı Op. Dr. Karakaş, Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı’ nın Berlin Fuarında 2018 yılının Troya Yılı olacağını resmen açıklayacağını da öne sürdü.
Geçen Çarşamba günü yapılan ve büyük tartışmalara sahne olan Belediye Meclisindeki İstifa tartışmalarını da değerlendiren CHP’ li Karakaş, istifaların yaralayıcı ve küçük düşürücü olduğuna vurgu yaptı.
TRUTAŞ ve Sümerbank arazileri ile ilgili detaylı bilgi veren CHP’ li Karakaş, bu sırada da dikkat çeken o cümleyi kurdu. ‘Nereden Baksam Vicdan Süzgecinden Geçiremiyorum’ dedi.
Berlin Fuarında Bakan Resmen Açıklayacak
İktidar partinin, geçen Salı günü gerçekleşen Grup Toplantısında, Başbakan Binali Yıldırım'ın da 2018’ in Troya yılı olmasını destekleyeceğini açıklamasının ardından harekete geçen, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ nın 2018 yılının Troya yılı olmasına ilişkin kararını Berlin Fuarında açıklayacağını ön gören sözlerle konuşan CHP’ li Celal Karakaş;
‘GELİBOLU’ YA GÖRE, TROYA DAHA FAZLA’
"Turizmin bütün gelirleri otelcilerin değildir. Ama bütün gayretleri, kurumsal kimlikleri gereği hep otelciler yapar. Yoksa Turizmde berber de para kazanır, taksici de kazanır, tekel bayi de kazanır. Kısacası herkes kazanır. Ama işin asılı hep otelcilerde kalıyor. Turizmde bir hikayeniz olmazsa satacağınız malın değeri olmuyor. Çanakkale'nin de yaratıcı hikayeleri çok fazla. Örneğin Gelibolu'da bir maraton yaptılar ilk yıla göre geçen sene sayı çok fazla arttı bu yıl daha da artması bekleniyor. Peki Neden? Çünkü Gelibolu'yu bu insanlar biliyorlar.
Gelibolu'ya göre Troya'nın tanınabilirliği çok daha fazla. Bu alanda dünyada tanınan ilk birkaç lokasyonlardan biri.
Peki, neden 2018? Çünkü bundan 19 yıl önce Truva UNESCO Kültür Miras listesine alındı. Nasıl ki Çanakkale Savaşlarının 100. yılında devlet, belediye ve özel sektör el ele vererek katılımı büyüttüysek Troya yılı da UNESCO Kültür mirasına alınmasının 20. yılı olacak 2018.
Bu arada Troya müzesi yapılıyor. Bunlar göz önünde bulundurularak bizim arkadaşlarımız da diyor ki 'biz bunu fırsata çevirelim' diyorlar. Bunun yolu da 2018'in Troya yılı ilan etmekten geçer. Bu nedenle birkaç gün önce Bakan Nabi Avcı ile görüştüler. Bakan Avcı da onlara UNESCO üzerinden gitmelerinin doğru olacağını ve destek vereceğini söyleyerek Berlin Fuarında ise bunu ilan edeceklerini söyledi" dedi.
Hepimizin Destek Vermesi Lazım
Yapılan çalışmanın Çanakkale'nin yararına olacağını söyleyen Op. Dr. Karakaş, herkesin destek olması gerektiğini söyledi.
CHP Kurmayı; "2018 Troya yılı ilan edildikten sonra bütün yıla yayılan, Troya yılını bize hatırlatan her türlü etkinliği yapmaktır. Spor, sanat, panel, konferans aklımıza ne gelirse. Hem yurt içinde hem yurt dışında bunların çalışması yapılacak ama vurgulamamız hep Troya yılı üzerine olacak. Geçen yıllarda nasıl ki Çanakkale turizmi için etkinlik düzenleyerek katkımız olmuş da 2018'i de Troya yılı ilan ederek, Çanakkale'yi daha fazla tanınır hale getirmek ve turizm pastasından payı nasıl alacağımız gibi bir çaba var. Şu ana kadar arkadaşlarımız çok çaba sarf etti ve her şey yolunda gidiyor. Devletin ve Çanakkale Belediye Başkanımızın bu konuda desteği ver. Bunu hepimizin artık bir slogan şeklinde paylaşmamızda fayda var" diye konuştu.
‘GÜVENLİK OLMAZSA, TURİZM OLMUYOR’ DEDİ VE EKLEDİ;
TEK RAKİP, ‘Antalya..’
Yaşanan güvenlik sorunu nedeni ile Hem Balkanlar’da, hem de Avrupa’ da Çanakkale'nin en büyük rakibinin Antalya oluğunu öne süren CHP Kurmayı Op. Dr. Celal Karakaş;
"Artık güvenlik olmazsa turizm olmuyor. Çünkü hem siyasi hem de güvenlik nedeni ile başta Antalya ve İstanbul olmak üzere tüm turizm bölgeleri etkileniyor. Şu anda Uluslararası arenada turist çekmek için deli gibi çalışıyor. Turizmci arkadaşlarımızın Romanya fuarında gözlemlediklerine göre Antalyalılar turist çekmek için bizden daha çok çalışıyorlar. Antalyalılar da Balkan Turistlerini çekmek için çabalıyor. Çünkü ellerindeki Rus turistleri kaçırdılar. Bu sene de o kadar Rus Turistin gelmesini beklemiyorlar. Buradan baktığımızda rakibimiz direkt Antalya oluyor. Balkan Turistler bizde daha fazla konaklama yapmıyor. Daha çok geçit olarak kullanıyor. Sadece dünya pazarları ile yarışmıyoruz. Turist bulmakta zorluk çeken ülkemizdeki bütün Turizm destinasyonları ile yarış içerisindeyiz. Bunlardan birisi de Antalya. Onlar daha çok deniz, kum, güneş satmaya çalışıyor biz de daha çok tarih ve kültür satmaya çalışıyoruz. Böyle olunca da Turizm adına ciddi bir savaş var. Bunun için 2018 için arkadaşlarımızın çabalarına destek verilmesi çok anlamlı" diye konuştu.
MECLİS GÜNDEMİNE İLİŞKİN DE ÇIKIŞTI;
‘İstifalar Yaralayıcı ve Küçük Düşürücü…’
Belediye Meclisinin, Mart ayı oturumunda, tartışmalara neden olan istifaları değerlendiren CHP Kurmayı Celal Karakaş, İl Başkanlığına karşı güven tazelemek için yapılan istifaların yanlış olduğunu söyledi.
Belediye Meclisi üyelerinin, boş kağıda attıkları imzaları da küçük düşürücü tavır olarak değerlendirdi. CHP Merkez ilçe Başkanı Op. Dr. Karakaş; "Belediye Meclisinde benim de daha önce görmediğim bir yazıyı Grup Başkan Vekilimiz Adnan Güler Okudu. Yazıda diyor ki Tülay Ömercioğlu 'Böyle istifalar olur güven tazelemek için her partide olur bu' diyor. Haliyle bir alınganlık gösterildi ki bu da doğaldır. Eğer AK Partiyi böyle peşin istifalar veriyorsa, bu her partide olacak demek değildir. Bu konuda Grup Başkan Vekili Adnan Güler ve Belediye Başkanının dedikleri doğru. Sonra Tülay hanım 'ben böyle bir şey söylemedim yazının hiçbir yerinde CHP geçmiyor' dedi. Başkan da cevap verirken bir kaos oldu. Bende orda söz aldım ve söylediklerimi burada da tekrar ediyorum. Bir Belediye Meclis Üyesine genel bir suçlama varsa, bu ülkenin her yerindeki Belediye meclisleri bunu muhatap olarak görmeli ve alınganlık göstermeliler. Bunun hiçbir yerinde Çanakkale Belediye Meclisi demiyor diye susmak hoş olmaz. Veya CHP Yazmıyor diye bana ne diyemeyiz. Bu talihsiz bir açıklama. Eğer ben böyle demedim diyorsa ben konuyu kapatırım. Ama AK Parti böyle yapıyor ise bu onların doğrusu, benim doğrum değil. Bu arada Belediye başkanı dedi ki 'Eğer Belediye Meclis üyeleri istifa edecekse kendi partisinin il ve ilçe başkanlarına değil. Belediye Başkanlığına istifalarını vermeleri lazım' dedi. Doğru söyledi ki o işin teknik açıklaması. Ama kendini savunurken bir başkasına 'onlar da böyle yapıyor' diyerek karalamak doğru değil. Eski İl Başkanı isminden de yazılan bir metin var diyor ki 'Biraz sesini fazla çıkardığı zaman boş kağıda attığı imzanın üstü doldurularak istifası isteniyor ve hemen görevden alınıyor' deniyor. Böylesi üzücü ama yine de kendi mekanizmaları bu ise o beni ilgilendirmez. Ama yanlış bir şey böyle olmaması gerekir. Yani koca koca insanlar, seçilmişler, bir görev almışlar. Eğer boş kağıda imza atıp da istifasını veya başka bir şey yazılmasını seslerini çıkaramıyorlarsa, ben bunu doğru bulmuyorum. Yani ne zaman başkaldırmaya kalksan istifan önüne konabilir. Bu da çok yanlış tabi ki. Eğer ortada sizi ilgilendiren bir şey yoksa ne dersiniz 'ben suçsuzum istediğiniz kadar araştırın' dersiniz. Ama ben güven tazelemek için boş kağıda imza atayım demek siyaset ile uğraşan insanlara yaralayıcı ve küçük düşürülmek demek ve toplumun önünde kötü örnek olmak demek. Ben güven tazelemek adına istifa edilmesini doğru bulmuyorum" dedi.
Gönlümden Geçen %50
Mecliste hararetli tartışılan bir başka konu ise TRUTAS ve Sümerbank arazileri oldu. Bu tartışmaları da değerlendiren Celal Karakaş imar planının ret oyu alması doğru dedi. Karakaş gönlünden geçen hibe yüzdesini de söyleyerek "TRUTAS arazisi de fabrika arazisi. İkisi de birbirine yakın araziler. İkisi de hemen hemen 55-57 dönüm büyüklüğünde iki arazi. TRUTAS'ta imar açmak için Belediye'ye başvurdular. Onların dışında Belediyeye hibe olarak bıraktıkları bir alan var. Taytlar ve hibe yaklaşık %39 bunlar gizli bilgi değil. Belediye Meclisinde görüşüldü. Bu %39 az mıdır? Yoksa çok mudur? Bunu tartışmak lazım. Daha çok olması tabi ki Çanakkale halkının lehinedir. Bu Şubat meclisinde geçti Mart Meclisinde buna itiraz oldu. AK Partililer itiraz etti çünkü bu alanın tamamını değerlendirilmesini istediler. Neden böyle istediler onu önümüzdeki aylarda göreceğiz. Tülay Ömercioğlu 'bu reddedilirse yargıya gideceğiz' dedi ki reddedildi. Gitsinler meclis yanlış bir karar vermişse değerlendirilir. Ama bu TRUTAS arazisinin imara açılmasının giriş gelişme bölümleri doğru. Yani Fabrika arazisi sahibi geliyor diyor ki 'ben bu araziyi imara açmak istiyorum' diyor. Bunun karşılığı olarak o kentte yaşayanların kullanımı için hibe olarak bir şeyler bırakıyor. Buraya kadar normal. Burada oranı tartışmak mümkün. Benim gönlümden geçen ise %50 terk etsin en az. Önümüzdeki TRUTAS sorunu bu. Mahkemeye giderler mi? gitmezler mi? onu bilemiyorum" dedi" dedi.
Nereden Baksam Vicdan Süzgecinden Geçiremiyorum
Araziyi alan 335 kişinin buraya hiç kimseye danışmadan, araziyi bile almadan 900 konut yapmak istemesini detayları ile anlatarak hiçbir vicdan süzgecinden geçirmediğini belirten Karakaş "TRUTAS arazisinin hemen yanındaki Sümerbank arazisi ise şöyle. Biliyorsunuz Sümerbank 2004 yılında 2 Milyon 200 bin dolar civarında bir rakama satıldı. Bugünün parası ile 8 Trilyon civarında tekabül ediyor. O dönemde Belediye başkanı da demişti ki 'Burada yaklaşık 150 kişi çalışıyor. Ya bu fabrikayı çalıştırın, ya da bu kadar işçiyi çalıştıracak bir işletme kurun ya da orada yapılacak imar izni için kimse bana gelmesin' demişti. O seçim kampanyasında ben de Belediye Başkanı ile yaklaşık 2 ay gezmiştim. Bu da çok doğru bir yaklaşım. Çünkü hepimizin derdi. Çünkü Devlete ait fabrikalar satılıyor. Alanlar da arazi için alıyor. Sonra da satıyor işçiler de ortada kalıyor. Bu olmasın diye Başkan o hassasiyeti gösterdi. Sonradan öğrendik ki alan başka bir amaç için almış. Şu anki sahibi o zamandan özelleştirmeden alan şahıs değil. Başka birisi. Bunlar da imara açmak istiyorlar. Ama yanındaki arazinin tam karşısında bir gelişme oldu. Buraya bir kooperatif kuruldu. Bunları mışlı konuşuyorum çünkü önümüze resmi bir yazı gelmediği için kabil konuşalım. 335 kişi 140 bin lira toplayarak bu araziyi satın alacaklarmış yaklaşık olarak 44 trilyon oluyor. Ben yine de kısaca olarak böyle bir araziyi Çanakkale Belediyesinin almasını arzu ederdim. 13 senede arazinin fiyatı 5-6 kat artmış. Bu da çok ciddi bir artış. Her halde o zaman şehir dışında kalıyordu şimdi şehrin merkezinde kaldı. Benim kişisel arzum keşke bu yeri de biz alsaydık. Şimdi tuhaf bir şey var 335 kişi burada 900 daire yapılacağını planlamışlar ki daha imara açılmadı. Ne kadar olacağı belli değil, imar onayı verilmemiş, yasal tartıları yapılmamış, Çanakkale halkının kullanılması için hiçbir hibe yapılmamış sanki bütün araziyi bir m2'sini ziyan etmeden inşaat alanı olacakmış gibi 900 daire çıkarmışlar ve bu 900 daireden 335 kişi 125 m2’ye kooperatif sahiplerine verilecekmiş. Bazı müteahhitlerin isimleri getiriliyor onlar ile görüşülmüş edilmiş. Ama nerden bakalım bir kere Belediye'ye böyle bir müracaat yok. Bu kooperatif daha bu araziyi almadan bu hesaplamaları yapıyor. Başka bir yönden bakacak olursak 900 daire oraya çıkar mı? Çıkmaz. Ki çıksa orası sizin olsa %30 ile mi yoksa %50 ile mi verirsiniz? Düz mantık ile bakacak olursak 900 daire olursa 450 kooperatifin olması lazım. Veya mal sahibini almak lazım. Yani neresinden baksam hiçbir akıl vicdan süzgecinden geçiremiyorum. Burada benim önceliğim Çanakkale halkının önceliğidir. O da yasal şartlar ve Çanakkale halkı için sanayi alanını imara açmanın hibesini ciddi anlamda yapmak koşulu ile yapsınlar tabi ki. Ama bunları yapmadan mevcudun çok daha fazla üstünde bir imar hesaplamasına girmek için ya insanın beynini peynir ekmek ile yemiş olması lazım ya da birilerin akıl vermiş olması lazım. Ben bunun sonuna kadar karşısındayım" dedi.
Hayali Bile Müthiş
Buranın Çanakkale halkına kazandırılarak yeşil alana çevirmenin hayalinin bile müthiş olduğunu belirten Celal Karakaş “Çanakkale halkı bunu çok iyi bilsin. Efendim '335 kişi gelmiş bunlar bizim hemşerilerimiz. Bunlara yardımcı olmayalım mı?' Sayının yüksek olması sizin hakkınızı arttırır mı? Orada ben 10 m2 hibe arttırabilirsem kendimi başarılı kabul ettirmiş olurum. Bunun pazarlığını yapmamız lazım. Tabi ki fabrika arazisi şehir merkezinde sonsuza kadar kalmaz bunu hepimiz biliyoruz. Ona bakarsanız kordonda eskiden konserve fabrikası varmış. Ben Hatırlamıyorum bile. Olabilir mi sonsuza kadar orda kalmak? Tatbiki olmaz. Tabi ki imara açılmalı. Aslında en doğrusu Belediyenin kaynak yaratıp burayı satın alması ve Çanakkale'ye burayı yeşil alan olarak kazandırılmasıdır. Bunu yapamıyorsan o zaman da yeşil alan olarak kullanılmak amacı ile yüksek oranda hibe almaya çalışarak vatandaşın önünü tıkamamak lazım. 57 dönüm TRUTAS arazisi, 57 dönüm Sümerbank, yaklaşık 150 dönüm de Küçük Sanayi Sitesi var, oradaki belediyenin payı ile 278 dönümlük bir alan var orda. Daha orda kamyon garajı falan var. Yani topladığımızda 300 dönüme yakın bir arazi çıkıyor. Bir hayal olarak konuşabilecek olursak keşke şehrin bütün kaynaklarını bu üç alanı yeşil alana çevirmek üzere harcasak da 2-3 sene hiç yatırım yapmasak. 30 dönümlük Halk Bahçesinde insanlar gidip nefes alıyorlar. 300 dönüm yeşil alan müthiş olur” dedi.
İzledikleri Yol Gayri Nizami
Arsayı alan Kooperatif üyelerinin bu zamana kadar izledikleri yolun yanlış olduğunu belirten Celal Karakaş “Ben geçen hafta Küçük Sanayi Sitesini ziyaret ettim yönetimi ile bir araya geldik. Küçük Sanayi Sitesi bulunduğu yerden taşınmak istiyor. Orada 300'e yakın işletme var. Şimdi oraya bir şey yapılmamışken, TRUTAS'a bir şey yapılmamışken AK Partililer mahkemeye gidiyor. Eğer kalırsa TRUTAS, kalmaz ise Sümerbank ile beraber diğer alanlar da dahil buralar, imara açılsa dahil büyük bir planlama yapmak lazım. Burada bir semt var, yeni bir mahalle doğar buradan. TRUTAS arazisi gitse bile geriye 200 dönümlük arazi kalıyor. Buraya, içinde okulu, camisi, kreşi, Alışveriş alanları otoparklar olmak şartıyla devasa bir konut projesi yapılabilir. Hatta uluslararası proje bile olabilir çünkü alan çok büyük. Bunu küçük sanayi sitesindeki arkadaşlarıma sordum 'biz de isteriz' dediler. Hem yeni talepler var sanayide yer yok hem de dükkanlar küçük geliyor. Gidebilecekleri yer alternatifleri arasında Organize Sanayi Bölgesinin arkasında 640 dönümlük bir mera var uyar mı dedik isteriz dediler. Karşılığında da buradan vazgeçecekler. Şehir bu taşımadan ne kazanır diye bakacak olursak. Şehir kendisine terk edilmiş bir yeşil alan kazanır. İkincisi depreme dayanıklı, yüksek güvenlikli, otopark sorunu sıfır olan, içinde okul dahil her şeyin projesi olan çok güzel bir alan yaratmış oluruz. Sarı çaya bakan kısmını da ıslah edilirse çok güzel bir sahil bandı da oluşturulmuş olacağız. Araziyi alan kooperatif üyelerinin acele etmemesi gerekir. Zaten her geçen gün değerlenen bir arazinin ortakları olmuşlar bence acele edilecek bir durum yok. Fakat bakalım arazinin sahibi olduklarında nasıl bir yol izleyecekler. Çünkü şu ana kadar izledikleri yol Gayri nizami yol. Yani daha arsayı almadan müteahhitti belirlemişsiniz, yapacağınız yüksek sayıdaki konutları belirlemişsiniz, kendinize düşecek yerleri belirlemişsiniz 140 bin liraya 125 m2'ye ev sahibi olacaksınız diyorsunuz bu yanlış bir yol” dedi.