Güncel

‘14 Mart vatan müdafaasında tıbbiyeli rolünün imza tarihidir’

Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl, 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla bundan tam 103 yıl önce ilk kutlamanın gerçekleştiği yer olan Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane Külliyesi'nde 14 Mart Tıp Bayramı’nın hüzünlü hikayesini anlattı.

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl, 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla bundan tam 103 yıl önce ilk kutlamanın gerçekleştiği yer olan Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane Külliyesi'nde 14 Mart Tıp Bayramı’nın hüzünlü hikayesini anlattı. Prof. Dr. Erdöl, “14 Mart vatan müdafaasında tıbbiyeli rolünün imza tarihidir” dedi.
 
14 Mart Tıp Bayramı’nın kadim ve kahramanlıklarla dolu tarihimizin altın sayfalarından biri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Cevdet Erdöl, 14 Mart Tıp Bayramı’nın; hayatını insan hayatının yüksek fayda merkezine adayan tıp mensuplarının, vatan sathı müdafaasının şeref ve onur tarihi olduğunu söyledi.
 
Prof. Dr. Erdöl, tıbbiyelilerin savaş, salgın ve tüm zor zamanlarda devletinin ve milletinin yanında olduğunu belirterek, tüm sağlık çalışanlarının 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutladı. 103 yıl önce ilk kutlamanın gerçekleştiği yer olan Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane Külliyesi'nde açıklama yapan Prof. Dr. Erdöl, “14 Mart Tıp Bayramı kadim ve kahramanlıklarla dolu tarihimizin altın sayfalarından biridir. Vatan müdafaasında tıbbiyeli rolünün imza tarihidir” dedi.
 
“İNGİLİZLER, İŞGALDEN SONRA MEKTEBİ-İ TIBBİYYE-İ ŞAHANE’YE YERLEŞTİ”
Açıklamasında 14 Mart Tıp Bayramı’nın tarihçesini anlatan Prof. Dr. Erdöl şunları ifade etti:  “13 Kasım 1918’de 22 İngiliz, 17 İtalyan, 12 Fransız, 4 Yunan gemisi ve 6 denizaltıdan oluşan İtilaf donanması mütareke şartlarının kendilerine verdiği işgal yetkisini gerekçe göstererek, İstanbul önlerine gelip demir atmışlardı. Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane'nin öğrenci ve hocaları bu vahim tabloyu derin bir teessürle müşahade etmekteydiler. Bu tablonun tam da kalbinde bilge ve gönül ehli bir alim olan Tevfik Salim Sağlam yüreklere nüfuz eden bir konuşma yapar, tıbbiyeli hocalar ve öğrencilere.
 
‘...Efendiler! Ordusu asla mağlup olmamış bir milletin çocuklarısınız. Çanakkale'de aylarca ateş ve ölüm saçan ve büyüklerinizi korkutup yenemeyen, arzuladığı bugüne o yoldan kavuşamayan bu donanmanın bugünkü kuru gürültüsü sizi telaşlandırmasın...’ Diyerek, gönüllere istiklâl muştulamıştır. İşgalden hemen sonra İngilizler Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane'ye yerleşmek isterler. Fakat, öncü meslektaşlarımızın direnmesi karşısında bu emellerini ancak 3 Şubat 1919'da gerçekleştirebilirler. Öğrenciler, Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane' ye yerleşen İngiliz birliklerinin komutanı tarafından çatı katına sürülür, karyolaları altlarından alınarak, yer döşeklerinde yatmaya mecbur edilirler. Hatta üniformalarını giymeleri bile yasaklanır. Öğrenciler derslere ve laboratuvarlara pijamalarıyla girerek baskıları protesto ederler. Bu protestolar karşısında üç öğrencinin bir araya gelmesi dahi yasaklanır.”
 
“14 MART 1919 TIBBİYE’NİN 92’NCİ KURULUŞ YIL DÖNÜMÜ KUTLAMASI”
“İngilizlerin işgalinden ve baskılarından büyük bir rahatsızlık duyan öncü meslektaşlarımız okul yönetimine, 1827'de eğitime başlayan Tıbbiyenin, o güne kadar hiç yapılmayan 92. kuruluş yılını kutlama toplantısı düzenlemek istediklerini bildirirler” diyen Rektör Prof. Dr. Erdöl şöyle devam etti:
 
“Ve istediklerini de alırlar. 14 Mart 1919 günü Darülfünun Konferans Salonu'nda tertiplenen toplantıya Tıp Fakültesi'nin hocaları, İngiliz-Amerikan-Fransız Kızılhaç temsilcileri, Fransız Sıhhiye Müfettiş-i Umumisi, İnas Darülfünunu (Kız Üniversitesi) öğrencileri ve Osmanlı basını temsilcileri katılır. Dr. Memduh Necdet burada yaptığı ateşli konuşmada: ‘İtiraf ediyoruz ki vatan, bilhassa onun kalbi, beyni olan İstanbul bu dakikada korkunç bir buhran geçiriyor. Ama korkmuyoruz... Buradayız, burada kalacağız... İstanbul bizimdir, çünkü halife ve hakan yatağıdır. İstanbul bizimdir çünkü şehitler ve tarih buradadır. İstanbul bizimdir, çünkü istiklâl buradadır’ cümlelerini bitirdiğinde, salon alkış seslerinden adeta yıkılır. İngiliz bahriyelileri toplantıyı şiddet kullanarak dağıtır, birçok öğrenciyi tutuklarlar.
 
Bu esnada, toplantıyla eş zamanlı olarak Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane’nin iki saat kulesi arasındaki balkona büyük bir Türk Bayrağı asan bağımsızlık bağımlısı öğrenciler de büyük milli mücadelenin besmelesini çekerler adeta.”
 
“TIBBİYELİ HİKMET, TIBBİYELİLERİ TEMSİLEN SİVAS KONGRESİNE KATILDI”
 
Açıklamasında Tıbbiyelilerin Kurtuluş Savaşı’ndaki rölüne de vurgu yapan Rektör Prof. Dr. Erdöl “Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane’ye Türk bayrağı çekenler arasında yer alan Tıbbiyeli Hikmet’imiz var ki, tarihe malolmuş bir karakterdir” dedi.
 
Açıklamasında ondan özellikle bahsetmek istediğini belirten Prof. Dr.  Erdöl şunları söyledi: “18 yaşındaki Tıbbıyeli Hikmet, tıbbiyelileri temsilen Sivas Kongresine katılır. Mazhar Müfit Kansu’nun anılarında aktırdığına göre; ‘Kongreye katılan bazı delegelerin manda düşünceleri karşısında Mustafa Kemal Paşa’ya hitaben: ‘beni temsilcisi olduğum tıbbiyeli arkadaşlarım mandaya ve mandacılara karşı çıkmak için buraya gönderdi. Manda fikrini siz savunsanız, size bile karşı çıkarım!’ demiştir. Baskılardan ve içinde bulunulan durumdan müteessir olmuş Paşa da, çevresindekilere bu asil kanı övdükten sonra Hikmet’e dönerek ‘Meraklanma evlat, azınlıkta kalsak da mandayı kabul etmeyeceğiz’ demiş ve ellerine sarılan genç tıbbiyelinin nezdinde tüm milletimizin gönlüne su serpmiştir’ İşte tıbbiyeli ruhunun kurtuluş mücadelesindeki izzetli ve onurlu yerine bir örnek. Hikmet’i de hikmetleri de boldur tıbbiyenin, hamdolsun.”
 
“14 Mart Tıp Bayramı işte bu badireleri atlatarak bizlere ulaşmıştır” diyen Prof Dr. Erdöl şöyle devam etti: “Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane'de şekillenmiş olan "Tıbbiyeli Ruhu" her dönemin mihmandarı olmuştur. En ihtiyaç duyulduğu anda neşterini Misak-ı Milli’nin bekâsı için kaldıracak kahramanlarımıza çok şey borçluyuz. Şehadete yürüyen, gazilikle şereflenen milletimizin asil evlatları tıp mensupları gözlerini istikbale dikmiş, canlarını istiklâle adamış olarak bizi ve geleceğimizi güçlendirmektedir. Evet, her kritik eşikte stratejik ve hayati öneme sahip tıbbiye, ihtiyaç anında hazır ve nazır olduğunu her imtihanda izzet ve şerefle ispat etmiştir.”
 
“15 TEMMUZ İHANET GECESİNDE TIBBİYELİ RUHU SAHNEYE ÇIKMIŞTIR”
15 Temmuz ihanet gecesinde de tıbbiyeli ruhunun sahneye çıktığına dikkat çeken Prof. Dr. Erdöl “Al bayrağımız yine o aynı iki kule arasına asılmıştır. Milletine ihanet edenlere karşı, bu aziz vatanı bölme cüretinde bulunanlara karşı aynı refleks gösterilmeye devam etmektedir. Zaman değişse de düşman değişmez. Düşman kim olursa olsun tıbbiyelinin duruşu değişmez!” diye konuştu.
 
“SALGINLARDA VE TÜM ZOR ZAMANLARDA DEVLETİNİN VE MİLLETİNİN YANINDADIR"
Prof. Dr. Cevdet Erdöl açıklamasında, pandemi sürecinde sağlık çalışanlarının gösterdiği çabalara da vurgu yaparak, “Gerektiğinde bir asker de olan kahraman tıbbiyelilerimiz salgınlarda ve tüm zor zamanlarda da devletinin ve milletinin yanındadır. Kendinden, ailesinden ve özel hayatından fedakârlık yaparak pandemi sürecinde büyük bir imtihan veren ve takdire şayan bir vefa örneği gösteren tüm tıp personeli yirmi birinci yüzyılda 1919 ruhunu dünyaya göstermişlerdir. Hayatlarını ortaya koyarak pandemi savaşının aziz kahramanları olan ve insanlığa hizmet yolunda can verip şehadete yürüyen tıp mensuplarımız 14 Mart 1919’u bugünün zeminine şerefle kazımışlardır. Bilvesile, meslek büyüklerim başta olmak üzere, meslektaş ve mesai arkadaşlarımın, tüm sağlık çalışanlarımızın 14 Mart Tıp Bayramı'nı kutlarım” dedi. (DHA)